Yazmayı, okumayı, çiçekleri, bitkileri, toprağı, gökyüzünü, denizi, hayvanları; kısacası doğanın her parçasını çok çok seven, insanın görünmeyen tarafına önem veren bir dev. Irmak’ın annesi.
Bir zamanlar o da bir cüceydi. Bazen mutlu, neşeli, uykucu, bazen sinirli, bazen de çekingen ve huysuz bir cüce oldu ama hep iyi olma yolunda çaba sarf etti. Gerçek sandığımız bu rüya yolunda karşısına çıkan, hayatına dokunan tüm devler ona çok şey kattı. Üniversiteye başladığı yıldan itibaren kurumsal iş hayatında çalıştı. Yaptığı işin arka planında hep okumak, yazmak ve tasarlamak vardı. Hem bu yollarda karşısına çıkanlar hem de dev filozof ve yazarlar sayesinde Esra oldu.
“Hepimizin hayatında zaman zaman ‘Ben kimim?’ diye sorduğumuz anlar oluyor.
Bu soruya ne yanıt verirsek verelim, çocuklarımızın gözünde kahraman birer dev olarak canlanıyoruz hepimiz…